Bu makalede Karadeniz’de yaşanan taşkınlar sonucunda yaşanan büyük hasarın nasıl göstere göstere geldiğini, raporlara ve uyarılara rağmen yapılaşmaya devlet eli ile nasıl yol açıldığını anlattım. Toplumsal hafızamız zayıf olduğu için tarihe not düşmek amacı ile paylaşıyorum.

İlgisini çekenler okuyabilirler.

Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı Hakkında Yönetmelik 2007/60/EC AB Taşkın Direktifi esas alınarak 12 Mayıs 2016 Tarihinde Tarım ve Orman Bakanlığı /Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak resmi gazetede yayınlanmıştır. Plan;

Avrupa Topluluğu kuruluş anlaşması 175(1) maddesine göre çıkartılmıştır.

Toplum hafızamız zayıf olduğu için tarihe not düşmek adına burada selde zarar gören yerler ile ilgili raporu paylaşıyorum. Çelişen iki nokta olduğunu göreceksiniz, bir tanesi bu derece detaylı raporun mühendis ve uzmanlarımız tarafından yapılabiliyor, yaptırılabiliyor olması, yani bu tür risklerin Avrupa Topluluğu sayesinde dahi olsa farkında olunması, diğeri ise vurdum duymazlık ve raporda yazanlara itibar etmeyen otoritelerin, bu seller yüzyıllardır yaşandığı halde yeterli önlem almayan sorumluların ve onları oyları ile yıllardır destekleyen bir halk kitlesi olması. O binalara ruhsat verirseniz halk devletine güvenir gidip oturur ki bu da ayrı bir konu.

Durum Batı Karadeniz ile sınırlı da sanmayalım. İki hafta önce ziyaret etmiş olduğumuz Artvin Arhavi’de su basan bölüm denize neredeyse sıfır noktasındaydı, diğer bir deyiş ile nehir denize kadar gelip denize kavuşamamıştı, yerel halka denize dolgu yapıldığı ve suyun denize çıkamadan bölgede hapsolduğunu belirtiyor.

Rize ve Trabzon başta olmak üzere Karadeniz’in her köşesinde bu sorunun olduğunu kendi gözlerimle gördüm. var, On yıl önce gittiğimde şu andaki yüksek binaların neredeyse hiçbiri yoktu, sahiller her yerde doldurularak havaalanı, vs tesisler yapılmış, tüm Karadeniz bölgesi Hopa’ya kadar 20-30 kat binalar ile doldurulmuş. Dağların deniz ile olan ilişkisi karayolu ile kesilmiş, elbette altta drenaj sistemleri var ama bunlar raporda göreceğiniz 10-100-500 yıllık risk planlarına göre yapılmamış. Yağışlar ileriki yıllarda bu şekilde devam ederse neler yaşanır hep birlikte göreceğiz.

Taşkın Nedir

Taşkın; bir akarsuyun çeşitli sebeplerle yatağından taşması veya şehir kanalizasyon şebekelerinden kaynaklananlar hariç olmak üzere, normal şartlar altında kuru olan bir alanın geçici olarak sularla kaplanması sebebiyle tarım arazilerine, ekonomik aktivite alanlarına, yerleşim yerlerine, altyapı tesislerine ve ekolojik çevreye zarar vererek o bölgedeki ekonomik ve sosyal faaliyetleri kesintiye uğratan bir doğal olaydır.

Taşkın dünyada yaşanan en önemli afetler arasında yer almakta olup ülkemizde de can ve mal kaybı açısından tüm afetler arasında ikinci, meteorolojik afetler arasında da birinci sırada yer almaktadır.

Bu plan Batı Karadeniz Havzası’ndaki taşkın risklerinin yönetimi için alınacak önlemleri, gerçekleştirilecek faaliyetleri ve sorumluluk dağılımını içermektedir. Batı Karadeniz Havzasında ekonomik ve kültürel kalkınmanın sağlanabilmesi için ekonomide gelişmeye zarar veren taşkınların etkisinin asgari düzeye indirilmesi gerekmektedir. Engellenemeyen doğa olayları olan taşkınlar gerekli tedbirlerin alınmaması halinde insan ölümlerine, çevresel zararlara neden olmakta ve genellikle taşkınlara maruz kalan bölgenin ekonomik gelişmesine engel olmaktadır.

Taşkınlar büyüklüklerine göre sadece bölgenin ekonomik gelişmesine değil ülkenin ekonomik gelişmesine de etki etmektedir denilerek bir firmaya Temmuz 2019 da Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı hazırlattırılıyor.

Son derece teknik ve titiz bir çalışma ile yapıldığı görülen 821 sayfalık bu raporda Batı Karadeniz’in tüm risk haritası çıkartılıyor, olası taşkınlarda nerelerin zarar göreceği, taşkın sıklıkları, taşmaların nerelere kadar ulaşabileceği, geçmişte olan taşkınların resimleri ile ayrıntılı bir şekilde raporlanıyor.

Bu rapora göre Ağustos 2021 de taşkınların yaşandığı tüm ilçelerimizin riskli yerler ilan edilmiş olduğu görülüyor, yani bir sürpriz olmuş değil. Bina yerleşimdeki hatalar, taşkını engelleyebilecek bariyerlerdeki eksiklikler, tek tek anlatılmış. Görev, yetki ve sorumlulukların kimlerde olduğu da gayet detaylı bir şekilde izah edilmiş. Ama görünen o ki bu rapor sonuçları o ilçelerde uygulanmamış, göz ardı edilmiş, işler kaderine bırakılmış veya her şey için artık çok geç kalınmış.

Bu ilçeler için hazırlanmış olan raporların bir kısmını ekran çıktısı olarak paylaşıyorum. Raporun tamamını incelemek isteyenler tıklayarak indirebilirler Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı

 

AMAÇ

Bu planın temel amacı, Batı Karadeniz Havzası’nda taşkın risklerinin belirlenmesi, değerlendirmesi ile taşkınların insan sağlığı, çevre, kültürel miraslar ve ekonomik faaliyetler üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerin azaltılmasıdır.

· Kamuoyunun taşkın konusunda bilinç düzeyinin artırılması

· Taşkın yönetiminde sorumlu ve ilgili kurum ve kuruluşların net olarak belirlenmesidir.

KAPSAM

Bu planın kapsamı Batı Karadeniz Havzası’nda meydana gelebilecek taşkın risklerinin belirlenmesine, değerlendirilmesine ve azaltılmasına yönelik yapılması gereken çalışmaları ve bu çalışmaları yürütecek kurum ve kuruluşları belirlemektir.

SORUMLULUK

Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planının;

• Hazırlanmasından, takibinden ve gerekli koordinasyonun sağlanmasından T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı (Su Yönetimi Genel Müdürlüğü),

• Yürütülmesinden ve raporlamasından Havza Yönetim Heyetleri,

• Uygulanmasından, planda yer alan tedbirleri uygulama yetkisi, görev ve sorumlulukları ilgili mevzuatla kendilerine verilmiş olan ilgili kurum ve kuruluşlar sorumludur.

 

2019 TAŞKIN YÖNETİM RAPORUNDAN SEL BASAN BÖLGELER İLE İLGİLİ BAZI ÖRNEKLER

Bozkurt /Abana İlçeleri Raporda Yazanlar

Azdavay İlçesi

Ayancık İlçesi

Cide, Pınarbaşı, İnebolu İlçeleri