Theodore Roosevelt’in ne güzel sözüdür.

 

Sanıyorum başarılı insanların sırlarından biri de bu. Eldekiler pek çok sefer iş yapmak için kâfidir, ama biz kaynakları hiçbir zaman yeterli bulmayız. Bir şeyleri yapmamak, harekete geçmemek için hep bir nedenimiz vardır. Başarısızlığına sürekli kendi dışında mazeretler bulan, daima koşulların çok iyi olmasını isteyen kişilerin başarılı olabilmeleri gerçekten zor. Çünkü muhtemelen arzu ettikleri kadar kaynak hiçbir zaman olmayacak, bekledikleri iyi koşullar muhtemelen hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Bunun için; hedefi seçmek, ona odaklanmak, hedefe giden yolun haritasını çıkarmak, o yolda azimle, kararlılıkla, sebatla yürümek ve hiçbir mazereti kabul etmemek gerekiyor.

Atatürk 7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. 8 yaşında okuldan alınarak köyde yaşadı. 24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi. 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı. 25 yaşında sürgüne gönderildi. 30 yaşında mobbing’e uğradı; amiri onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı. 37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay yalnız ve hasta yattı. 38 yaşında savunma bakanı tarafından görevinden alındı. Bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu, ödünç buldu. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkartıldı. 39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı oldu.

1942 doğumlu Steven Hawking, dünyanın en önemli fizik profesörlerinden biri. Beyni haricinde vücudunda neredeyse hiçbir uzvu çalışmıyor.

Nobel Ödülü’nü başlatan Alfred Nobel’in hayatı borç içinde geçti. Ailesiyle birlikte çoğunlukla bir parça yiyecek ekmek dahi bulamadılar. Nobel öldüğünde 350 patenti ve dünyanın değişik yerlerinde binlerce çalışanı olan bir şirketin sahibiydi.

Walt Disney, karnını doyuracak parayı zor bulurdu. Belli bir mesleği olmadığı için pek çok iş yerinden geri çevriliyor, ancak gazete dağıtıcılığı ve ambulans şoförlüğü gibi geçici işler bulabiliyordu. Çizerlik yaptığı bir gazeteden yeteri kadar yaratıcı olmadığı ve hiç iyi fikirlerle gelmediği gerekçesiyle atılmıştı.

Dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı müzik grubu olan The Beatles, ilk başvurduğu plak şirketi tarafından, “Tarzınızı sevmedik, gitar müziğinde de gelecek görmüyoruz.” denilerek reddedilmişti.

Dünya’nın en hızlı arabalarını yapan Enzo Ferrari, bedensel engelliydi.

Yaklaşık 4.2 milyar dolar serveti olan Virgin Firmasının sahibi Richard Branson, kötü akademik performansı ve öğrenme bozukluğu nedeniyle 16 yaşında okuldan atılmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı iken okuduğu bir şiir dolayısıyla hapis cezasına mahkûm edildi ve görevden alındı. 2001 yılında AKP’yi kurdu, 2002 yılında tek başına iktidara taşıdı, ama kendisi sabıkalı ve ömür boyu siyasi yasaklı olduğu için meclise giremedi. Yerine Abdullah Gül başbakan oldu. Bu dönemden sonra pek çok ilginç gelişme yaşandı. Önce sabıkalı olduğu için meclise girmesinin önündeki anayasa hükmü değiştirildi, karar kaldırıldı. Ardından AKP, Siirt’in Pervari ilçesinde 3 sandık kurulunun oluşturulmadığını ve 1 sandığın kırıldığını öne sürerek bu ildeki seçimlerin iptali istemiyle Yüksek Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu. YSK bu başvuruyu kabul etti ve Siirt seçimleri Erdoğan’ın da aday olmasıyla yenilendi. Erdoğan bu şekilde milletvekili ve başbakan oldu.

Nobel ödüllü bilim adamımız Prof. Dr. Aziz Sancar, 1946’da Mardin Savur’da 8 kardeşin 7’ncisi olarak, okuma yazması olmayan bir ailede dünyaya geldi. Abisi de tuğgeneralliğe kadar yükselip emekli olmuştur.

 

Başarısızlığa mazeret bulmayın