Bu makalede iyi ve etkileyici konuşan ancak uygulamada birşey yapamayan kişilere dikkat çekmek istedim

 

Ne yapılması gerektiğinde tam bir deha olan ancak nasıl yapılacağı konusuna gelindiğinde donup kalan insanlara denk gelmişsinizdir. Bu insanlar çok güzel konuşur, ortaya öyle vizyon ve gelecek koyarlar ki insanları büyülerler.

Bazı insanlar, adeta ayaklı ansiklopedi gibidirler. Bir konu hakkında konuştuklarında oldukça etkileyici olurlar.

Bazı insanların da ses tonları güven verici ve ikna edicidir. Ancak bu tip insanların iş yapabilme kapasitesinin bilme kapasitesi ile doğru orantılı olduğunu düşünmek hatalı olur. Elbette hem bilip hem yapabilen pek çok insan da var ancak bilmek ve yapmak farklı yeteneklerdir. Bilmek; hafıza, çalışma, disiplin, zaman ayırma gerektirir ancak Yapmak; korkmamak, özveri, hırs, cesaret, azim ve inanç gerektirir.

Yapabilmek, sorumluluk almak ile de bağlantılı bir durumdur. Bilgili ama rahat biri ile daha az bilgili ama sorumluluk sahibi biri arasında iş yapış kapasitesinde büyük farklar olabilir.

Tanıştığımda beni oldukça etkileyen pek çok insanın iş uygulamaya geldiğinde paralize olduklarını, nasıl sorusunun cevabını veremeden donup kaldıklarını ve kendi başlarına hiçbir adım atamadıklarını çok gördüm. Bu türdeki insanlar sürekli neyi nasıl yapacaklarını düşünüp zamanlarını oyalanmaya, araştırma ve bilgi dağarcıklarını geliştirmeye ayırıyorlar ama bir türlü aksiyona geçemiyorlar.

Görüşmelerde bilgisini ortaya seren biri olduğunda o pozisyonda otomatik olarak başarılı olabileceğini düşünmek büyük bir yanlışlık olur.  Bu tip kişilerin önceki başarılarını iyice incelemek, eğer gerçekten yararlı olacakları düşünülüyorsa danışman,  yarı zamanlı veya başarı primi bazlı çalıştırmak daha doğru olur. Böyle bir kişiyi ekibe katarsanız sürekli olarak işin hatalarını size gösterecek, pek çok yeni fikir üretecek,  peki nasıl yapalım dediğinizde paralize olarak bir süre sonra hem sizin hem de ekibinizin moralini bozmaya başlayacaktır.

Her fikir, özellikle yenilenmeye götüren her fikir elbette çok önemlidir, ancak gerçekler de var ki o da NE sorusunun yanına NASIL cevabını koyabildiğinizde olur.

 

Örnek;

Bir süredir muhasebede çalışan bir personelin ücreti yeni işe alınan şoförün ücretinin altında kalmıştı. Tüm ücretleri yeni baştan incelediğimizde bu muhasebe personeline 500 TL zam yaparsak diğer skalaları bozmadan adaletsizlikleri gidereceğimizi gördük.  İş sahibi bu artışı kabul etmedi. Dedi ki yeni skalalar belirleyelim, yeni bir ücret sistemi geliştirelim, içine eğitim, tecrübe, lisan, çalışma yılı vs parametreleri koyalım, sonra bunlara bağlı yeni bir maaş artış sistemi geliştirelim enflasyonun % kaçı kadar zam yapacağız başka hangi faktörleri göz önüne alacağız, çocuk sayısı evli bekar kadın erkek vs ! Sonra bir komite oluşturalım ayda bir toplanalım, bu tip konuları paylaşalım filan !

Bu işyeri sahibi kendini holding idare ediyor zannediyordu. Sadece 10 kişilik ekipten bahsediyoruz ve 500 TL yi versek problem çözülecek.

Konu aylarca çözümsüz kaldı, bu arkadaş istifasını verdi, tam gidecekken iş sahibinden gizleyerek maaşına 500 TL zam yaptık ve ayrılmadan durdurmayı becerdik.

Bu tür pratikten uzak yaklaşım sahibi kişiler en basit konulara bile o derece obsesif ve ütopik yaklaşırlar ki firmalarını, hatta yönettikleri holdingleri krizlere sürükleyebilirler. Canlı örneklerini gördüğüm için bu derece rahat söyleyebiliyorum.

 

Oldukça bilgili görünen kişilerin aynı seviyede iş yapmalarını beklemeyin, onları test edin